Denk gelirseniz Kale Meydanı’nda yazın konserler de oluyor. Zihninizi açacak bir yer olduğuna emin olabilirsiniz. EKMEKÇİ TÜLİN – Tam Buğday Ekmek Kale Kapısı Girişi civarında Tülin Hanım, maya ve ekşi maya vs kullanarak tamamen doğal TAM BUĞDAY ve “ELLE YOĞURMA” EKMEK üretip satıyor pazarda.
Tülin hanımın müşterileri adeta abone gibi, sürekli ondan alıyırlar. Bua arada, ekmek doğal olduğundan çok uzun süre de dayanabiliyor. TripAdvisor’ın interaktif haritasını kullanarak konuma ve yakındaki restoran ve gezilecek yer seçeneklerine göz atın. Konaklamanız için fiyatları karşılaştırın ve en iyi teklifi alın.
Satılan her şey tamamen köylülerin ürünleri olup, organik ve el. Sığacık gezimizi haftasonu gün olarak planlamıştık. Neredeyse tüm İzmir buraya akın eder.
Sığacık’ta bilhassa Pazar günleri bir başkadır. Neriman Abla’nın tezgâhındayız. Bir enginarı alıyor ve sapından tutarak sallıyor. Tazeliği böyle anlaşılır.
Bu belde de hemen hemen her güne özel bir pazar kuruluyor. ZTO Müzesi’ndeki seramikler, bilimsel kitap oluyor. En son tülbente sardığımız ekşi maya ekmeğini de düğümlüyoruz en üstüne koyuyoruz. Ağzına streç film yapıyoruz hiç hava almadan, kapağını da kapatıp gün bekletiyoruz.
Tohum Takas Şenliği’nin de yaratıcılarından. Kooperatifçilik onun için fevkalade önemli. Bademler pazarı sadece ufak ve dar bir sokak üzerinde.
Ne de olsa sadece yörenin üreticisi katılıyor. Hanımların yaptığı kabak çiçeği sarmaları, çiçekler, ev avlularına kurulmuş küçük gözlemeciler ve çayhaneler. Ekşi maya ekmeği çok lezzetli.
Birde puaça büyüklüğünde bir ekmek satıyorlar. Daha çok gözleme, yaprak sarma ve börek pazarı gibiydi. Bir miras bırakabilmektir içinde tuzlu, tatlı, ekşi ve acı tarifler, hikayeler barındıran. Bu projede tuzu olan, tarifini ve hikayesini bizimle paylaşıp, başkalarına da miras bırakmak isteyen herkese kepçe dolusu teşekkürler.
Sakin kentin, sakin pazarı. Bunlardan en ünlüsü Sığacık‘ta pazar günleri kaleiçinde kurulan Üretici Pazarı. Bu pazarda, yiyecek-içecek-kullanılacak eşya olsun sadece burada üretilen ürünler, bizzat üreticisi tarafından satılıyor. Ev pansiyonları, dar sokakları, yerel sebze, meyve ve köylülerin el emeği ürünlerinin satıldığı pazarı, marinası, Teos Antik Kenti, balık restoranları ve plajları ile ünlüdür. Yıllardır çok sevdiğimiz bir ‘deniz lezzetleri’ durağı olan Horasan, Çeşme’de turunç ve limon ağaçlarının altındaki bahçesinde, balık pişirici üstatları Ahmet ve Kezban Horasan çiftinin orjinal ve enfes lezzetlerini sunuyor.
Her sene menüye yeni eklemeler olsa da kabaklı cevizli Girit mezesi, ızgara sepet peyniri, avokado, çilek, acı biberle. Fethiye’de yeme-içme kültürü deniz ürünlerinin etkisinde. Zeytinyağlı mezeler, balık ve deniz ürünü çeşitlerinin ağırlıklı olduğu bölgede dünya mutfaklarından her türlü lezzeti de bulmak mümkün. Fethiye Balık Pazarı deniz ürünleri, mezeler ve eğlence için bir akşam yemeğinde zaman ayrılması gereken bir yer. Eski bir fırında pişen ekşi maya ekmeğin tadına bakmak da bize kısmet oldu.
Seferihisarlılarla güneş tarlası kuruyor. Hem yerel ürünler korunurken hem de. Urla’nın merkezinde yer alan Sanat Sokağı’nda sağlı sollu dükkanlar var. Konsept kafeler, antikacılar, seramik atölyeleri ve el yapımı ürünlerin yer aldığı sokakta herkese hitap edecek çeşitlilikte yer bulmak mümkün. Biraz Alaçatı’laşmış desem yeridir.
Sığacık, Bursa, Eskişehir, Gaziantep gezilerimizin öncesinde olduğu gibi, yine Biz Evde Yokuz ailesinin yazılarını okuyup, ufak notlar alarak gittik Şirince’ye ve yine çok faydasını gördük.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.